Açıklanamayan (idiopatik) infertilite: Nedeni bulunamayan (bilinmeyen) kısırlık. (=unexplained infertility) Bu terim, muayene ve çeşitli araştırmalara rağmen kısırlığa yol açan belirgin bir sorun saptanamadığı infertilite olguları için kullanılmaktadır.
Agonist: Vücudumuzdaki doğal bir hormonun kopyası olarak üretilen sentetik hormonlar.
Amniosentez: Gebelik sırasında fetusun içinde bulunduğu sıvının bir kısmının alınması sonrasında bebeğe ait hücrelerin üretilerek genetik yönden kromozomal analizi.
Androlog: Erkek infertilitesi uzmanı (bir ürolog ya da jinekolog olabilir).
Asthenozoospermia: Hareketli spermatozoid oranının azalması.
Amenore: Adetten kesilme veya altı aydan daha uzun süre adet görememe durumudur.
Anomali (Kusur): Oranı Düşük dokusu veya doğumdan once vaya takiben teşhis edilen bütün yapısal,işlevsel, genetik ve kromozomal anomalilerdir.
Anovülasyon: Yumurtlamanın olmaması durumudur. Bir kadın, ovülasyon gerçekleşmeden de adet görebilir.
Antikor: Vücutta yabancı kabul edilen hücrelere karşı bağışıklık sağlamak için üretilen oluşumlardır. Bazen kadın, eşinin spermlerine karşı antikorlar üretir, hatta bir erkek kendi spermine karşı antikorlar üretebilir.
ART (Yardımla Üreme Teknikleri) (YÜT): İnsan oosit ve spermlerinin gebelik elde etmek amacıyla labaratuvar otamında kullanıldığı tüm tedavi ve prosedürlerdir. Yumurta toplama işleminin yapıldığı tüm uygulamalar bu kapsamdadır. IUI (aşılama) işlemini kapsamaz.
Aspirasyon Siklusu (OPU): Bir veya daha fazla follikülün boşaltılarak oosit elde edilip edilmesinin sağlandığı ART (Yardımla Üreme Teknikleri) sikluslarıdır.
Assiste Hatching (Yardımlı yuvalama): Blastokistin zona pellusidadan ayrılmasına yardımcı olmak amacıyla embriyonun zona pellusuda tabakasının (genellikle sekiz hücreli veya blastokist evresinde) kimyasal, mekanik ya da lazer yardımlı yöntemlerle delindiği yapay ortamda gerçekleşen bir işlemdir.
Aşılama (İntra-uterin inseminasyon veya IUI): Üremeye yardımcı tedavilerin en basit olanıdır. Kadının rahmine eşine ait spermin nakledilmesi işlemidir. Bu yöntemde, yumurtanın döllenmesi doğal ortamında, yani kadının tüpünde gerçekleşmektedir. Aşılama öncesi, semen örneği laboratuarda yıkama işleminden geçirilir. Amaç spermi konsantre etmek ve hareketli olanları seçmektir.
Azoospermi: Semen örneğinde hiç sperm bulunmamasıdır.
Biyolojik anne/baba: Yumurta / spermatozoidlerin sahibi.
Biyopsi: Bir dokudan patolojik tetkik amaçlı parça alınması.
Başlanan sikluslar (Tedavi Siklusları): Kadınların yumurta geliştirici tedaviler alması amacıyla başlatılan ve yumurta toplama işleminin yapılıp yapılmadığından bağımsız olarak ÜYTE tedavi sikluslarıdır.
Biyokimyasal gebelik (Preklinik gebelik): Ultrasonografide görülen gebelik kesesi bulgusundan önce sadece kanda veya idrarda mevcut biyokimyasal verilere dayanan gebeliğin kanıtıdır.
Blastokist: Blastosel boşluğu sıvıyla dolu embriyodur (genellikle döllenmeden 5 veya 6 gün sonrasında gelişir).
Canlı doğum: 20. tamamlanmış gebelik haftasından sonra bir fetüsün anneden doğması ya da doğurtulmasından sonra yaşam bulgularının olduğu doğumlardır.( Canlı doğumlar doğum olayı olarak sayılır, örneğin ikiz ya da üçüz canlı doğumlar tek doğum olayı olarak sayılır.)
Canlı doğum oranı: 100 başlanmış siklus, aspirasyon siklusu veya embriyo transfer siklusu başına belirtilen canlı doğum sayısıdır. Canlı doğum oranı verildiğinde sayısal değer (başlanmış,aspirasyon veya embriyo transfer siklusu) mutlaka belirtilmelidir. En az bir canlı doğumla sonuçlanan doğumları içerir. Not: Tek,ikiz veya diğer çoklu doğumlar tek doğum olarak kaydedilir.
Donor (verici): Nakil için verici (spermatozoid, oosit ve embriyo gibi).
Döllenme: Yumurta ile spermatozoidin bir araya gelerek tek bir hücre oluşması (fertilizasyon).
Dış (ektopik) gebelik: Döllenmiş yumurtanın rahim dışında yerleştiği anormal gebelik durumudur. Dış gebelik genellikte tüplerden birinde; daha az sıklıkla yumurtalık veya karın boşluğunda görülür.
Doğum kusuru (anomali): Doğumda mevcut olan veya hayatın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan, doğum öncesindeki genetik veya genetik olmayan faktörlere bağlı, yapısal, işlevsel veya gelişimsel anormalliklerdir.
Dondurarak saklama (Kriyoprezervasyon): Gamet (Sperm veya oosit),zigot veya embriyoların dondurulması ve saklanmasıdır. Bkz krioprezervasyon.
Ejakülasyon: Sperm ve içeriğinin boşaltılması (ilişki veya masturbasyonla).
Embriyo: Döllenmiş yumurta. İki hücreli dönemden başlayıp, gebeliğin ikinci ayına kadar cenin bu adı taşır.
Endometriosis: Normalde yalnızca rahim içinde bulunması gereken endometrium hücrelerinin, vücudun değişik yerlerinde bulunması hastalığı.
Endometrium: Rahimin içini kaplayan ve adet döneminde dökülen zar.
Etik Komite: Mesleki ve ahlaki yönden ortaya çıkabilecek sorunların görüşüldüğü kurul.
Ekzojen: Vücut dışında üretilen ya da dışarıdan alınan (örneğin ilaç veya hormon)
Embriyo: Yumurtanın döllenmesinden, gebeliğin 8. haftasına kadarki dönemde cenine verilen isimdir.
Embriyo bağışı: Alıcı ya da onun partnerinden köken almayan gametler sonucu oluşan embriyonun naklidir.
Embriyo dondurma: Tüp bebek tedavisinde embriyolar transfer edildikten sonra genellikle artan iyi kaliteli embriyolar bulunmaktadır. Artan embriyolar dondurularak saklanır ve gebe kalınamadığı veya ikinci gebelik istenildiği durumlarda çözdürülerek transfer edilebilir.
Embriyo transferi (nakli): Embriyonun (embriyoların) rahim içi ya da fallop tüpüne yerleştirilmesi işlemidir.
Endojen: Vücuttan kaynaklanan veya vücutta üretilen ve salgılanan şey verilen isimdir.
Endometriyozis: Rahim içini döşeyen endometrium dokusunun, rahim dışında yerleşip gelişmesiyle karakterize bir hastalıktır. Endometriyozis odağı adını alan bu anormal gelişim sıklıkla tüplerde, yumurtalıklarda ve karın zarında (periton) oluşmaktadır.
Endometrium: Rahmin boşluğunu döşeyen tabakadır (dölyatağı). Siklusun ilk yarısında yumurtlama gününe kadar endometrium tabakası kalınlaşır. Eğer yumurta döllenir ve rahime yerleşirse gebelik süresince adet kanaması olmaz. Yumurta döllenmez veya gebelik oluşmaz ise endometrium dökülerek adet kanaması gerçekleşir.
Epididimis Spermi: testislerdeki seminifer tübüllerden vas deferense tasiyan kisma verilen isim. Çok sayıda küçük kanallardan meydana gelir.
Epididimal sperm aspirasyonu (PESA, MESA): Epididim içeriğinin aspire edilerek sperm elde edilmesidir. Özellikle obstruktif azoospermi vakalarında (vazektomi, vas deferens agenezisi) uygulanır.
Erken doğum: 20. haftadan sonar ve 37. tamamlanmış gebelik haftasından önce olmak şartıyla gerçekleşen doğumlardır. Hem canlı, hem ölü doğumları içerir. Doğumlar doğum olayı olarak kaydedilir.(Örneğin ikiz veya üçüz canlı doğumlar tek doğum olayı olarak sayılır.)
Erken yenidoğan ölümü (Neonatal ölüm): Doğumdan sonraki ilk yedi gün içinde meydana gelen ölümlerdir.
Fizyoloji: Vücuttaki dokuların normal çalışma düzenlerinden ve özelliklerinden söz eden bilim dalı.
Follikül: Yumurta içeren ve yumurtalıklarda oluşan kesecikler.
FSH (Follicle Stimulating Hormone): Beynin hipofizinden salgılanan kadında follikülün (yumurtanın) olgunlaşmasını ve erkekte ise spermatogenezi (sperm gelişimini) sağlayan hormon.
Fallop Tüpleri (tuba uterina): Rahmin her iki tarafında bulunan kanal ya da tüplere denir. Yumurtanın spermle döllenmesi tüplerde gerçekleşir, gelişen embriyoyu rahim boşluğuna taşır.
Fertilizasyon (Döllenme): Spermatozoanın ovum içine girmesi ve genetik materyallerinin zigot gelişimi ile sonuçlanan birleşmesidir.
Fetus: (cenin) Birleşme ürününün embriyonik gelişimin tamamlanmasından (döllenme sonrası tamamlanmış 8. hafta) doğum ya da düşüğe kadar geçirdiği dönemdir.
FISH (Floresan in situ hibridizasyon): Preimplantasyon genetik tanı uygulamak amacıyla embriyodan biyopsi ile alınan hücrenin kromozomları işaretlemek için kullanılan bir tekniktir.
Folikül: Yumurtalıkta içinde yumurta bulunduğu varsayılan sıvı dolu küçük kist.
FSH Folikül stimülan hormon (follicle stimulating hormone): Beyindeki hipofiz bezinden üretilen ve kadınkarda yumurta erkeklerde sperm üretimini sağlayan hormondur.
Genetik Malzeme: Anne ve baba tarafından, doğacak çocuğa aktarılan özellikler.
GnRH (Gonadotropine Releasing Hormone): Hipofizi kontrol eden, beynin hipotalamusundan salgılanan hormon.
Gamet: Üreme (tohum) hücreleridir (kadında yumurta, erkekte sperm). Bunlar birleştiğinde döllenmiş hücre (zigot) ve gebelik meydana gelir.
Gebelik kesesi: Gebeliğin erken döneminde genellikle rahim içinde gelişen embriyoyu içeren sıvı dolu yapıdır.
Gebelik yaşı: Bir embriyo veya fetüsün döllenmeden sonraki tamamlanmış haftalara 14 gün (2 hafta) eklenerek hesaplanan yaşıdır.
GIFT (Fallop tüpü içine gamet transferi) (nakli): Her iki üreme hücresinin (oosit ve spermlerin) fallop tüpü içine nakledildiği YÜT işlemidir.
Globozoospermi: Sperm baş kısmında döllneme sırasında yumurtanın dış kabuğunu eritmeye yarayan akrozom kısmının olmamasıdır. Bu spermlerle ICSI işleminde bile döllenme olmayabilir.
Gonadotropinler: Gonadotropinler, hipofiz bezinin ön kısmından salgılanan FSH (folikül stimülan hormon) ve LH (lüteinizan hormon) hormonlarına denir. Testislerde sperm, yumurtalıklarda ise yumurta üretimi için ilgili organları uyarma ve hücresel aktiviteyi arttırma kapasitesine sahip hormonlardır.
THCG (Human Chorionic Gonadotropine): Gebeliğin teşhisinde kullanılan, embriyo tarafından salgılanan hormon. Yapısal olarak LH'ye benzediği için ovülasyonun başlatılmasında da hastaya bu hormonu içeren ilaçlar yapılır.
Hemofili hastalığı: Genetik geçişli, bir tür pıhtılaşma bozukluğu hastalığı.
Hiperstimülasyon: Yumurtalıkların uyarılması sırasında alınan hormonlar yüzünden yumurtalıkların aşırı tepkisi. Bu durumda yumurtalıklar fazlaca büyür ve kistler oluşur.
Hipofiz: İç salgı bezlerinin çoğunu kontrol eden, beynin hemen altında bulunan iç salgı bezi.
HMG (Human Menopausal Gonadotropin): Yumurtalıkları uyarmak için kullanılan, FSH ve LH hormonlarını içeren ilaçlardır.
Hatching (yuvalama): Rahim içine yerleşmeden önce blastokist aşamasındaki embriyonun zona pellusidadan ayrılması işlemidir.
Hiperprolaktinemi: Kanda prolaktin (PRL) hormonu seviyesinin yükselmesidir. İnfertilitenin nedenlerinden biridir.
Hipofiz bezi: Beynin alt kısmında bulunan ve çeşitli hormon üreten bir bezdir. Bu bez FSH ve LH gibi üreme üzerine etkili hormonlar yanında, vücüdun büyüme, gelişme ve metabolizma üzerine etkili hormonları salgılar.
Hipotalamus: Beynin alt kısmında bulunan ve çeşitli hormon üreten bir bezdir. Vücut ısısı ve iştah kontrolü yanında, çeşitli vücut fonksiyonlarının ve hipofiz bezinin hormon salgılamasını kontrol eder.
Histerosalpingografi (HSG): (İlaçlı rahim filmi) Rahim boşluğunu ve tüplerin açıklığını değerlendirmek amacıyla yapılan radyolojik bir incelemedir. Her iki tüpün tıkalı olması doğal döllenmeyi engeller. Bu inceleme adet kanamsı bitiminde yapılır.
Histeroskopi: HSG’yi tamamlayan bir incelemedir. Rahim ağzından girilen optik bir sistem yardımıyla, rahim boşluğu görüntülenir ve olabilecek problemlerin tanı ve tedavisi mümkün olur.
Hormon: Özelleşmiş hücrelerden oluşan endokrin salgı bezleri tarafından üretilen maddelerdir. Hormonlar, vücutta metabolizm gibi önemli fonsksiyonların düzenlemesinde organlar veya hücrelerarası kimyasal haberci görevi görür.
İmplantasyon: Embriyonun rahmin içindeki endometrium hücrelerine yuvalanıp gebeliği başlatması. (yuvalanma)
İnfertil: Bir yıl boyunca korunmamaya rağmen gebeliği olmayan (=kısır).
İnseminasyon (IUI): Spermin rahim içine aşılanması ya da döllenmeyi oluşturmak için spermatozoidlerin yumurtaların yanına konulması. (Aşılama)
IVF (In Vitro Fertilization): Tüp bebek işlemi.
ICSI (İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu): Tek bir spermin zona pellusida geçilerek oosit içine enjekte edildiği ÜYT işlemidir.
İmplantasyon: (yerleşme) Döllenmeden 5 ile 7 gün sonra başlayan tutunma ve zonadan serbestleşen blastokistin genellikle rahmin iç tabakasına gömülmesi, yerleşmesidir.
İnfertilite (Kısırlık): En az bir yıl korunmasız cinsel ilişki sonrasında gebelik elde edilememesidir.
İptal edilmiş siklus: Yumurtalıkların uyarılması ve görüntülenmesine rağmen yumurta aspirasyonuna (toplanmasına) geçilmeyen, veya dondurulmuş emriyo durumunda transferin yapılmadığı YÜT siklusudur.
IVF (In vitro fertilizasyon): Yumurta toplama ve laboratuvar ortamında dölleme sonrası anne rahmine transfer işlemlerini kapsayan uygulamalardır.
Jinekolog: Nisaiyeci, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı.
Jinekoloji (Nisaiye): Tıbbın kadın hastalıkları ve doğum ile ilgili bölümleri içeren dalı.
Kateter (kanül): Sperm ve embriyoyu yerleştirmeye yarayan plastikten ince bir boru.
Kordosentez: Genetik tahlil amacıyla rahim içindeki fetusun göbek kordonundan kan alınması.
Korpus Luteum: Ovülasyondan sonra kalan follikülün değişerek meydana getirdiği doku (=sarı cisimcik).
Kromozom: Her hücrenin çekirdeğinde bulunan, soya çekimi sağlayan genetik malzeme. İnsanlarda, 46 kromozom vardır.
Kültür Ortam: Laboratuvarda embriyonun büyümesini sağlayan sıvı.
Karyotip: Genetik yapı ve anormalliklerini saptamak için yapılan genetik araştırmadır.
Klinik Düşük: Gebeliğin tanı alması ile 20. tamamlanmış gebelik haftası arasında klinik bir gebeliğin kaybıdır.
Klinik gebelik: Gebeliğin klinik ve ultrason bulguları (ultrasonda gebelik kesesinin görüntülenmesi) ile kanıtlanmasıdır. Dış gebeliği de içerir. Bir hastadaki çoklu gebelik keseleri bir klinik gebelik olarak sayılır.
Klinik gebelik oranı: 100 başlanmış siklus, aspirasyon siklusu veya embriyo transfer siklusu başına belirtilen klinik gebelik sayısıdır. Klinik gebelik oranı verildiğinde sayısal değer (başlanmış, aspirasyon veya embriyo transfer siklusu) mutlaka belirtilmelidir.
Ko-kültür (endometrial co-culture): Laboratuvar ortamında embriyoların 6. güne kadar gelişimine imkan veren özel kültür tekniğidir. Bu teknik embriyoların tutunma ve gebelik elde etme şansını arttırmaktadır. Bu tedavi, birkaç başarısız tüp bebek uygulaması bulunan hastalara önerilmektedir.
Kontrollü ovarian hiperstimülasyon (yumurtalık uyarılması) (KOH): Folliküler aspirasyonunda (yumurta toplanmasında) çok sayıda oosit elde edilmesi amacıyla yumurtalıklarda çoklu follikül gelişimine neden olan ilaç tedavisidir.
Kriyoprezervasyon: Çok düşük ısılarda embriyo veya spermlerin dondurularak saklanmasında kullanılan bir tekniktir. Örnekler genelde sıvı nitrojen içinde -196° C’de saklanır. (Cryotop ve vitrifikasyona da bakınız).
Laparoskopi: Karın içinin görülmesini sağlayan cerrahi operasyon.
LH (Luteinizan Hormon): Beyinde hipofiz tarafından salgılanan ve ovülasyonun olmasını sağlayan hormon Laparoskopi Endoskopik cerrahinin karın içi operasyonlarda kullanım şeklidir. İç genital organları görebilmek için göbekten optik bir sistem girilir, birkaç küçük delikten ameliyat yapılır. Laparoskopi ile tüplerin açıklığı kontrol edilebilir, myom, yumurtalık kisti, endometriosis, dış gebelik gibi pekçok ameliyat rahatlıkla yapılabilir. Bazen şüpheli durumlarda HSG’ye (bkz Histero-salfinografi) ek olarak gerek duyulabilir. LH Luteinizan hormon. Beyindeki, hipofiz bezinden salgılanır. Kadınlarda yumurtlamayı erkeklerd testosteron salgılanmasını uyarır.
Mastürbasyon: Elle ejekulatın (meninin) boşalmasını sağlamak.
Menopoz: Yumurtalıkların işlevinin bitmesi ile adetten kesilme hali.
Mikromanipülasyon: Spermatozoidin yumurtanın içine konulması için kullanılan metodlar. Mikroinjeksiyon bunların en yaygınıdır.
Mikroinjeksiyon: Spermatozoidin yumurtanın içine enjekte edilmesi ile yapılan bir tür tüp bebek işlemi (ICSI, İğneli gebelik).
Moleküler: Biyoloji Hücrelerin içindeki yapıları araştıran bilim dalı.
Mayoz bölünme: Sadece yumurtalık ve testislerdeki tohum hücrelerinde görülen hücre bölünme tipidir. Bu bölünme tipinde kromozom sayısı yarıya düşer.
Menopoz: Son adet kanaması veya adetten kesilmeyi ifade eder. Genellikle 40-45 yaşları arasında meydana gelir.
Menars: Ergenlikte görülen ilk adet kanamasına verilen isimdir.
MESA ( Microsurgical epididymal sperm aspiration): Mikrocerrahi ile spermin direkt olarak epididimden elde edilmesi tekniğidir. Azoospermi vakalarında sıkça kullanıla bir işlemdir.
Mikroenjeksiyon: Bkn. Mikromanipülasyon
Mikromanipülasyon (Yardımlı döllenme olarak da adlandırılır): Oosit, sperm ya da embriyo üzerinde girişimsel işlemlerin uygulanmasına izin veren özel mikromanipülatif tekniklerin kullanımıdır.
Missed Abortus: Birleşme ürünlerinin kendiliğinden rahim dışına atılmadığı ve kayıpla sonlanan klinik düşüklerdir.
Mitoz: Hücre bölünmesidir. Mitoz bölünme sonucu kromozom sayısı ana hücre ile aynı olan iki yeni hücre oluşur.
Müllerian anomali (Rahimde perde - septum, uterus bicornis …): Fetusun anne karnındaki gelişimi sırasında oluşan aksaklıklardan dolayı genital organlarda ve özellikle rahimde bazı doğumsal anomaliler olmaktadır. Bu anomaliler tekrarlayan düşük ve erken doğumlara sebep olabilir.
Myom: Rahim yapısında bulunan düz kas dokusundan gelişen iyi huylu tümörlere myom denir. Myomlar yerleşimlerine göre kanamalara yol açabilir veya infertiliteye neden olabilir.
Oligozoospermia: Semende spermatozoid sayısının azalması.
Oosit: Yumurta, kadın cinsel hücresi.
Oosit pick-up (OPU): İlaçlarla uyarılarak oluşturulan yumurtaların toplanması işlemi.
Over: Kadın yumurtalığı.
Ovulasyon indüksiyonu: Yumurtalıkların ilaçlarla uyarılarak çalıştırılması işlemi.
Ostradiol: Follikül ve korpus luteum tarafından salgılanan kadınlık hormonu.
Oligomenore: Seyrek ve düzensiz adet görme. Adet siklüslerinin 35 günden daha uzun sürmesidir.
Oligozoospermi: Menide bulunan sperm (erkek tohum hücresi) sayısının normalden az olmasıdır.
Oosit: toplama işlemi (OPU, Pick-up) Ultrason eşliğinden vaginal yoldan iğneyle foliküllere girilerek folükül içindeki sıvı ve yumurtalar elde edilir.
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS): Yumurtlama tedavisi, aşılama veya tüp bebek tedavisi sırasında yumurtalıkların hormonlarla uyarılması sırasında gelişen bir komplikasyondur. Yumurtalıkların aşırı büyümesi, karında şişme ve sıvı toplanması, bulantı-kusma ve kilo artışı gibi çeşitli semptomlara yol açar.
Ovülasyon (yumurtlama) : Yumurtalıklarda olgun bir folikülün çatlayarak ya da yırtılarak, içinde bulunan yumurtayı karın boşluğuna atmasıdır. Genel olarak adet döneminin ortasında meydana gelir.
Ölü doğum: 20 veya daha fazla gebelik haftasında, doğum kanalından tamamen çıkan ya da çıkartılan bir fetüsün hiçbir yaşam belirtisi göstermemesidir. Ölü doğumlar doğum olayı olarak kaydedilir.(Örneğin ikiz veya üçüz ölü doğumlar tek doğum olayı olarak sayılır.)
Pipet: İnce cam boru.
Polikistik over sendromu (PCO): Yumurtalıklarda küçük ve çok sayıda kist oluşması, adetlerde gecikme, tüylenme ve obesite ile giden bir tür hastalık. Hormon bozukluğu ve kısırlık nedenidir.
Post-koital test: Cinsel ilişkiden sonra rahim ağzı sıvısının ve buraya dökülen spermatozoidlerin incelenmesi.
Progesteron: Korpus luteum tarafından salgılanan ana hormondur (Yumurtanın çatlamasından sonra yumurtalıklarda gelişen yapıya "corpus luteum" denir).
Pronukleus: İçinde 23 kromozom bulunan çekirdekler. Bir tanesi dişi diğeri erkek kromozomları içerir.
Polymerase chain reaction: Preimplantasyon genetik tanıda genetik hastalıkları veya gen mutasyonlarını araştırmak için kullanılan bir tekniktir.
Periton: Karın boşluğunu ve iç genital organların (rahim, tüpler v.s.) dış yüzünü kaplayan ince zar tabakasıdır.
Plasenta: Anneyle fetus (cenin) arasındaki besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini sağlayan süngerimsi bir organdır. Fetus göbek kordonu ile plasentaya bağlıdır. Halk arasında plasentaya “bebeğin eşi” denir.
Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT veya PGD): Bazı kalıtsal veya genetik hastalıkların bir sonraki nesile geçiş riski vardır (hemofili, müsküler distrofi, vs.). Bu durumlarda, tüp bebek uygulaması ile elde edilen embriyolardan biopsi işlemi yapılarak blastomer adı verilen bir hücre çıkartılır. Bu hücrede genetik çalışma gerçekleştirilir, ardından sağlıklı olduğu tespit edilen embriyolar transfer edilerek hastalığın bir sonraki nesile geçişi önlenir.
Proliferasyon: Hücrelerin çoğalmasını veya sayıca artmasını ifade eden bir terimdir.
Primer infertilite: Bir çiftin geçmişinde 1 ya da daha fazla doğal yollarla oluşmuş (spontan) gebelik var, ancak gebelik miayda kadar devam edip normal ve sağlıklı bir bebeğin doğumu ile sonuçlanmadıysa primer infertiliteden bahsedilebilir.
Progesteron: Yumurtalıkta folikül çatladıktan sonra korpus luteum adı verilen yapıya dönüşür. Progesteron hormonu korpus luteum tarafından salgılanır ve rahimin olası bir hamileliğe hazırlanmasını ve 3. aya kadar gelişimini destekler.
Prolaktin: Beyindeki hipofiz bezinin ön kısmından salınan bir hormon; özellikle emzirme döneminde memelerde süt üretimini uyarır.
Preklinik düşük (Biyokimyasal gebelik): Gebeliğin klinik veya ultrasonografik kanıtlarından once meydana gelen düşüktür.
Prenatal Tanı: Bu tanı yöntemi anne karnındaki embriyo veya fetustaki genetik hastalıkları saptamak amacıyla kullanır. Sitogenetik, biyokimyasal ve yüksek çözünürlü ultrason cihazlarındaki ilerlemeler sayesinde doğumsal hastalıkların %80’i saptanabilmektedir. Prenatal tanı yöntemleri arasında en sık uygulanan teknik gebeliğin 14 ile 16 haftaları arasında uygulanan amniosentezdir (fetusun içinde bulunduğu amnios sıvısından örnek alınarak kromozom incelemesi yapılır).
Serum: Kanın pıhtılaşmasından sonra ayrılan içindeki hücrelerden yoksun olan sarı renkli sıvı.
Semen (meni veya sperma): Erkekte orgazm sırasında penisten çıkan sıvıya denir. İçinde sperm hücreleri ve diğer salgılar vardır.
Serviks: Rahim ağzı bölgesine verilen isim.
Siklüs: Adetin birinci gününden başlayıp, gelecek adet tarihine kadar geçen zaman. İnsanlarda yaklaşık 28 gün sürer. (Bir adet dönemi= Bir siklüs)
Sperm: Erkek tohum hücresi.
Sperm Bankası: Sağlıklı spermlerin sıvı azotun içinde dondurularak saklandığı yer.
Sperm Kanalları: Spermin geçişini sağlayan, testisten başlayıp penisin ucuna kadar giden kanallar.
Spermatid: Testislerde spermatozoidin oluşmadan önceki ön hali (0lgunlaşmamış sperm).
Spermatogenez: Spermatozoidin oluşması.
Spermatozoid: Erkek cinsel hücresi.
Subfertil: Hafif derecede kısırlık bulgularının olması.
Sekonder infertilite: Normal bir gebelik ve doğumdan sonra, çiftin yeniden canlı doğumla sonuçlanan yeni bir gebelik yaşayamaması durumudur.
Sekonder Sterilite: Bir çiftin ilk gebeliğe sahip olduktan sonra korunmaksızın ve düzenli cinsel yaşama rağmen gebelik elde edememesine denir.
Sperm Yıkama: Semen örneğinden spermlerin özel yöntemlerle elde edilen bir sperm yıkama yöntemidir.
Spermatozoa (Sperm): Erkeğin testislerinde üretilen tohum (gamet) hücresinin olgun formuna verilen isim.
Spermiyogram (Sperm veya semen analizi): Erkekte sperm kalitesi ve parametrelerini araştırmak için yapılan bir incelemedir. Semen örneği mikroskop altında incelenerek mililitredeki sperm sayısı, hareketliliği ve yapısı hakında bilgi edinilir.
Spontan düşük: Tamamlanmış 20. gebelik haftasından önce veya gebelik haftası bilinmiyorsa 500 gr ya da daha az ağırlıkta bir klinik gebeliğin spontan kaybıdır.
Sterilite: Bir kadının veya çiftin, gebeliği miadına kadar taşıyamaması durumu
Teratozoospermia: Anormal spermatozoid şekillerinin artması.
Testis: Erkek yumurtalığı.
Tüp Bebek: Embriyonun vücut dışında gelişmesini sağlayan üremeye yardımcı teknolojilerden bir tanesi.
Taşıyıcı anne: Üçüncü şahısların sperm ve oositlerinin döllenmesiyle oluşan gebeliği taşıyan kadındır.
Teratozoospermi: Sperm şekil bozukluğudur.
Testisten Sperm Aspirasyonu (TESA): Sperm hücresinin doğrudan testis dokusundan aspirasyon ya da testis dokusundan cerrahi olarak elde edildiği işlemdir
Testis biopsisi (TESE, mikro-TESE): Direkt olarak testisten sperm elde etmek amacıyla yapılan biopsi (TESE) veya mikrocerrahi (mikro-TESE) işlemidir.
Testisler: Erkek cinsel ve üreme organlarıdır. Skrotum adı verilen torba içinde bulunurlar, testisler erkeklik hormonu olan testosteron ve üreme (tohum) hücreleri olan sperm hücrelerini (spermatozoa) üretirler.
Testosteron: Testisler ve böbrek-üstü bezleri tarafından üretilen erkeklik hormonudur. Yetişkin erkeğin fiziksel karakterlerinin çoğunun gelişmesini sağlar.
Ultrason: Yüksek frekanslı ses dalgaları yardımıyla, iç organları inceleyen cihazlara verilen isimdir.
Ürolog: Bevliyeci, idrar yolları ve erkek genital hastalıkları uzmanı.
Uterus (Rahim): Hamilelik boyunca fetusu (cenini) besleyen ve barındıran bir organdır. Doğum sırasında rahimde meydana gelen güçlü ve ritmik kasılmalar bebeğin doğum kanalından ilerlemesini ve vajinal yoldan doğmasını sağlar.
ÜYT (YÜT): Üremeye Yardımcı (Yardımcı Üreme) Teknolojileri’nin kısaltılışıdır. İngilizcesi: Assisted Reproductive Technology (= ART) olarak geçer. IVF, ICSI gibi bir çok tedavi yöntemlerinin tamamını kapsar.
Vajen: Hazne. İlişki sırasında kullanılan anatomik bölge.
Varikosel: Erkekte sperm kanallarının etrafındaki toplardamarların (ven) genişlemesi sonucu testis torbaları (skrotum) derisinde varis oluşumu. İnfertilite sorunu olan erkeklerin yaklaşık %40’ında görülmektedir.
Vas deferens: Testislerden penise sperm taşıyan kanallar.
Vitrifikasyon: Yumurta ve embriyoların hızlı bir şekilde soğutularak -196°C’de sıvı nitrojen içinde saklanmasına dayanan bir dondurma tekniğidir. Bu tekniğin geleneksel dondurma tekniklerine göre en belirgin avantajı, dondurma sürecinde hücre içinde buzlanma ya da kristalleşmenin olmaması ve bundan dolayı yumurta ve embriyonun zarar görmemesidir.
Yumurtalıkların Uyarılması (Ovulasyon indüksiyonu): Hastaya birden fazla yumurta oluşması için Klomifen ve hMG gibi ilaçların verilmesi.
Yardımla Üreme Teknikleri (YÜT): Bkn. ART.
Yenidoğan Ölümü: Doğumdan sonraki ilk 28 günde ölümüdür.
Yumurta (Oosit): Kadının üreme (tohum) hücresidir. Doğumda, bir yumurtalıkta yaklaşık bir- iki milyon yumurta bulunur. Bunların sayısı ergenlikte çağına gelindiğinde 400,000 - 500,000’e düşer. Üreme çağında her ay bir yumurta çatlar, yani ergenlikten menopoza kadar olan dönemde sadece 400-500 yumurta döllenebilme yeteneğine kavuşur.
Yumurta (oosit) donasyonu (bağışı): Değişik nedenlere bağlı yumurtalık fonskiyonları yetersiz veya düşük yumurta kalitesi olan ve bundan dolayı gebe kalamayan kadınlara başka bir kadından alınan yumurtaların eş spermi ile döllenemesi ve ede edilen embriyoların tekrar kadına nakledilmesi işlemidir.
Yumurta toplama işlemi (OPU, Pick-up): Yumurtalıklarda gelişen yumurtaların, IVF ya da ICSI gibi tüp bebek tedavisi uygulanmak üzere cerrahi bir işlemle vücut dışına alınmasıdır.
Zigot: Sperm ve yumurtanın birleşmesi ile oluşan hücre.Embriyo gelişimindeki ilk evre, döllenmiş yumurtaya verilen isimdir.
Zona Pellusida: primer follikülü çevreleyen şeffaf bant.
Zamanında doğum: 37 hafta veya gebelik yaşının tamamlandığı haftalarda gerçekleşen doğumlardır. Hem canlı hem de ölü doğumları kapsar.
Zigotun Fallop tüpü içine transferi/nakli (ZIFT): Zigoton gelişiminin pronuklear evresinde fallop tüpü içine transferi/nakli işlemidir.